1 Ağustos 2012 Çarşamba

BİR ÇİFT DİZ



Naysting, benim blog arkadaşım, bugün gönderdi bu videoyu bana.

http://www.youtube.com/watch?v=iwJHkypgaCo

En başta tebessümle, keyifle iziliyordum ki, sonradan geldi darbesi. Çok ağladım. Baya bildiğiniz burnumu çeke çeke. En çok neye ağladım bilemedim. Onlara mı, kendime mi, aklıma gelen anne-babama mı?
İçine yuvarlandığım ya da kendimi yuvarladığım her şey küçücük, saçma, basit, boş geldi bir anda.
Yakalasam da sarılsam ikisine de, valla olurdu. Ne güzel olurdu. Ne güzel sarılırdım hem de var ya.

Ulan akşam akşam yapılacak şey miydi bana bu hemşehrim?!

Aile kurmak fikrinden uzak, daha kendi hayatımı kontrol etmekten aciz olduğum için çocuk sahibi olmaktan ırak bir durumdayım. Her ne kadar "9 senede 3 çocuk" planım olsa da bir kere ana malzeme eksik. Nereden bulacağız onca şeye rağmen elini tutacak kadar sağlam adamı? Bulamayacağız. Bulamayacaksak çocuk konusunda yeni açılımlara gitmek zorunda kalacağız. Bu açılımları bilahare konuşuruz.

Yaş otuzu geçmiş, kırka kalmış şurada dokuz yıl. (Planın saçma kısmı da buradan başlıyor olması. O dokuz yıl, bu dokuz yıl. Nasıl olacaksa!) Gözünü sevdiğim metropolünün umutsuz iş kadınları olarak ömrümüz işle ev arasında, bir de hafta sonları bazen barlarda falan geçiyor. Ha üzerine benim meşhur beceriksizliklerimi, gereksiz yere aynı durakta upuzun beklemelerimi, otokontrol mekanizmasını ve zamanlama hatalarımı da eklerseniz; değil dokuz, on dokuz yılda bir halt yiyemem ben! Olanaksızlıklar içindeyiz.

Bu hikayede ki güzel yeri kaçırmadım ama ben. Siz de kaçırmayın. Onca yıl içinde, çocuk eksikliğine rağmen, birbirlerinden ayrılmamış onlar. Hala o adam, o kadın için kendinden vazgeçmeye hazır. Yalnız ölmeye hazır. Allahın cezası sevgi bu zaten! Bu kadar. Bir gün sonrası için endişelenmek değil, geceden sabahını hesaplamak değil, nefes almak kadar kolayca yanında kalmak. Yanında olmak.

Benim ayak bileklerim şişti bugün, davul gibi ayaklarım 42 numara civarında olsa gerek. Bu ayakları üzerine uzatacağım bir çift dizle ilgileniyordum. Benimki de bu kadardı işte...

1.Not: Blog arkadaşımı merak edenler için: http://naysting.blogspot.com/
Kendisi çok akıllı, fikirli çocuktur.
2.Not: "Ömür Dediğin" programı için: http://www.trt.net.tr/televizyon/sayfa/detay.aspx?pid=15095

3 yorum:

  1. Bu programı ben de bir ara tutkuyla izlyordum ;ama bir gün düşündüm ki bu program bana hep gelecek korkusu yaratıyor. Nasıl başarıyor bilmiyorum. Bu arada yazına göre konuşacağım umarım dokuz yıl planını en kısa sürede başarırsın .D . Kısacası güzel bir yazı güzel bir paylaşım.

    YanıtlaSil
  2. sevgi varsa eğer herşey mümkündür dedirten cinsten

    YanıtlaSil
  3. ah sabah sabah yapılır mı bu şimdi, ne diyim

    YanıtlaSil