14 Ağustos 2012 Salı

ÇUKUR, GRİ BEYİN HÜCRELERİM VE SEN




“Gecenin üçünde adını söyleyerek uyandım ve bundan hiç hoşlanmadım”


Senden nefret ediyorum! Çok ciddiyim. Abartısız bir ciddiyetle ve kesinlikle ve hatta şiddetle senden nefret ediyorum. Bunun için iyi sebeplerim var bunların hiçbiri “kendimce” değil.

En başta kendime kızıyordum. Saflığıma ver. Beni öylece, daha doğrusu böylece bırakıp gitmenin nedeninin ben olduğumu sanıyordum. Önce başkasında değil, kendinde sebep aramayı bana babam öğretmişti ve ben hep iyi bir evlattım. Sonra baktım ki, bakınca gördüm ki, saçmalıyorum. Ha bu işin başından beri saçmalıyordum zaten ama bu sefer baya baya saçmalıyorum.

İlişki değil de iş dediğime dikkat ettin mi? Zannetmem. Dedim çünkü bunu iş olarak gören sendin. Çok mu yükleniyorum sana dersin? Deme, yüklenmiyorum. Yüklenmedim. Epey bir bekledim konuşmak için aslında. “Bu konuşmak değil, yazmak” ukalalığını duyar gibiyim. Duymazdan geliyorum. Pek çok diğer ukalalıkların gibi…

Ayrılan insanların birbirlerinden bir süre içinde veya bir süre sonra nefret etmeleri, hoşlanmamaları, birbirlerinin arkalarından beddua etmeleri falan normaldir. İncinen gururlar, pörsümüş egolar, kırılan kalpler… Ama benim senden nefret etmemin daha somut bir nedeni var. Sen, yerini ha deyince dolduramayacağım bir şeyi aldın benden: milyonlarca gri hücre!

"Bir beyin kesitine bakıldığında gri ve beyaz olarak iki ayrı renkte kısımdan meydana geldiği görülür. Gri bölümlere “gri cevher”; beyaz bölümlere de “ak cevher” denir. Gri cevher, sinir hücrelerinden; ak cevher ise, sinir hücrelerinin uzantılarından meydana gelmiştir. Beynin kabuk kısımları gri, iç kısımları ak maddeden ibarettir. Ayrıca beynin iç kısımlarında da gri maddeden yapılı çekirdekler (beynin nukleusları) bulunur. Gri maddeyi meydana getiren milyonlarca hücre dıştan etkilenerek kazandıkları özellik ve bilgileri bir ağ gibi birbirini saran sinir telleriyle birbirlerine iletirler. Yaşayan bir beynin yaklaşık % 40'ı "gri madde", % 60'ı "beyaz madde"den oluşur. Bu ifadeler bizim... gördüğümüz renklerle örtüşen tanımlamalar değil, daha ziyade küçük parçalara ayrılmış ve bölümler halinde iki belirgin şekilde farklı beyin dokusudur.
• Gri madde gerçek bilgi "işlemesi"nin yapıldığı hücreleri içerir. Beyinde kullanılan oksijenin yaklaşık % 94'ünü kullanır.
• Beyaz madde yağlı bir protein olan myelin'dir, hücrelerin dışına doğru uzayan dendrit ve aksonları sararak birbirinden ayırmaya yarar. Farklı gri maddeleri birbirine ve gri maddeyi vücudun diğer taraflarına da bağlayarak beynin iletişim ağını oluşturur.
* Beynin bir bilgisyar olduğunu varsayarsak :Gri madde işlemciyken, beyaz madde kablo bağlantısını oluşturur. "

Hem bu akademik bilgiler ve hem de az uyku, çok alkol, uyarıcı eksikliği, uyku yetersizliği ve aşırı stresin bu hücrelere zarar verdiği bilgisinin ışığında bana, milyonlarca gri hücre borçlusun!

Ben bu yaştan sonra bunları nasıl yerine koyayım? Nasıl yeniden yapayım? Bunca yıldır anılarımı, düşüncelerimi, duygularımı kontrol etmeme, biriktirmeme ve zamanı gelince kullanmama yardım eden bu vıcır vıcır bir dünya hücreyi şimdi nasıl yenileyeyim? Eğer sen olmasaydın, sen beni öylece yani böylece ortada bırakmasaydın; ben önümüzde ki on yılda dengeli olarak doz doz alacağım stresi bir seferde hap gibi yutmazdım. Sen olmasaydın; ben beş ayda, beş yılda içeceğim sigarayı içmezdim. Sen hiç var olmasaydın ben hala uyku uyuyabilirdim. Sen bana bunu yapmasaydın ben iki yıldır kıyıp da içemediğim onlarca şişe şarabı bir haftada içmezdim. Sen olmasaydın, ben hala aklı başında bir insan olurdum!

Tam omzumla boynumun arasında ki o yeri hatırlıyor musun? Hatırlarsın bence. Çünkü zamanımızın çoğunu orada geçirirdin, tam o çukurda. Öyle bir çukur ki sanki tam senin başın oraya yaslansın diye yapılmış. Kemiklerim bile sana göre kaynamış. Küçük İskender demiş ki “Oturup kaburgalarımı saydım bir bir hayret! Tek eksik çıkmadı!' Şimdi ben de oturup o çukura bakıyorum, bakıyorum ayna önümde; eksik değil hiçbir şey, çukur işte orada. Bakarken tam yerinde ama ben aynaya bakmazken yok. Nasıl oluyor? Ben biliyorum! Senin yüzünden eksilen o beyin hücrelerim yüzünden oluyor. Artık neyle neyi bağlayacaklarını bilemeyen işe yaramaz kablolar onlar. Onlar ne yapsın! Eriyip gittiler işte öylece.

Giden gri hücrelerim geri gelmeyecek. Sen de gelmeyeceksin. Ben de gelmeyeceğim. Ben de geri gelmeyeceğim! Beni bıraktığın bu yerde kalacağım. Zaten istesem de gelemem artık. Yolumu kaybettim. Öyle kaybettim ki, ben ayna önünde o çukurun yerini ararken tuttular beni buraya getirdiler. Bu odaya. Önüme bir sürü kağıt kalem koydular ama aynayı aldılar. Alsınlar. Ayna yoksa çukur da yok. Çukur yoksa sen de yoksun. Sen yoksan ben bir varım, bir yokum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder