Sana soran mı var kızım? sorusuna cevap: http://www.youtube.com/watch?v=5k1kgcezxQE
Sabahın 7 sinde kulaklıklardan beynime doğru akan şarkı sayesinde hatırladığımız anıya bakınız:
"Yıl 2002 sanırım. Üniversite kantini. Sarışın bir çocuk varmış benden hoşlanan. Araya giren arkadaş dedi ki "bi konuş ya". Tamam, konuşalım da ben bitmişim, okeye dönüyorum. Meşhur "bira kutusu" na fena halde aşık vaziyetteyim. Ve de çok ama çok sinirliyim. Seni ağlatıp sonra da karşına geçip bununla eğlenecek kadar manyak bir adama aşık olursan sinir hastası da olursun tabi. İnat edeceğim, deneyeceğim, onsuz da nefes alabileceğimi ispatlayacağım. Çok kararlı bir halde oturmuşum çocuğun karşısına. Başlamış anlatmaya. Ders saati, kantin bomboş neredeyse. Tam ortada ki masada oturmuş onu dinlerken nedensiz ve gereksiz bir şekilde omzunun üstünden karşıya, pencereye doğru bakıyoum ve bakmaz olaydım ki "bira kutusu" nun tek başına pencerenin önünde oturup bana baktığını görüyorum. Aferin bana! Artık sarışın çocuğu duyuyor ama dinlemiyorum. Ta karşıda bana neden baktığını bilmediğim "bira kutusu" na bakıyorum. Hayır, gerek yok, kafamı çeviriyorum sonunda ve saniyeler sonra da o kalkıyor yerinden. Tam yanımızdan geçecekken duruyor, masaya bakıyor ve elini uzatıyor nedensiz ve gereksiz bir şekilde lise arkadaşı çıkan benden hoşlanan sarışın çocuğa! Sonra da durup muhabbete başlıyorlar. Hey be! Vay vay... Başka? O masaya kafa atmak istedim o anda. Ama gerçekten atmak!"
Niye anlattım bunu? Hani şarkıda diyor ya: bize soran olmuş mu gibi bir şeyler. Hah işte, onun için anlattım. Kim soruyor bize? Kimse. Bak ben cevap verdim. Hem de avaz avaz ama bir baktım, anam soru yokmuş ki ortada. Peh... Boşuna işte...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder