6 Haziran 2011 Pazartesi

BIRAK DAĞINIK KALSIN



Bugün ki öğle yemeği konumuz olduğu için “erkek dağınıklığı” üzerine yazmak istiyorum. Dağınıklık değil, lütfen, erkek dağınıklığı. Evet, bu ayrı bir tür, dağınıklıkta farklı bir açılım. Baba, kardeş, abi, enişte, dayı, amca, kayınço, bacanak, sevgili, arkadaş, dost, erkek arkadaş, koca, eski koca, nişanlı vs, sıfatı fark etmeksizin, kariyer ve eğitimle alakası olmaksızın hepsinde mevcut olan kronik hatta neredeyse genetik dağınıklık.

Şöyle ki; kalktığı yatağı akşam yeniden yatacağız nasıl olsa diye toplamamak, üstünden çıkardığı pantolonu çıkardığı şekli ile -ki bu çok modern bir sanat çalışması olarak sergilenebilir- çıkardığı yere bırakmak, çoraplarını evin herhangi bir köşesinde çıkarıp orada unutmakta sorun görmemek, su içtiği bardağı beş gün aynı yerde bırakmak gibi belirgin eylemlerle kendini belli eder. Kendisine “ya ama bunu neden buraya bıraktın” ya da “hayatım, bu ne?” gibi sorular sorarak “yaptığını yüzüne vurma” çabalarınız genelde 2 cevapla savuşturulur: “ya, tamam, hallederiz” ve “ya ne olacak sanki ya”. Bu iki cümle her türlü durum için kullanılmakta ve kesinlikle her türlü duruma uygulanabilmektedir. Siz istediğiniz kadar “ama dağılıyor ortalık, arkanı toplamak zorunda mıyım ben senin, ne var sen de kaldırsan bir şeyleri, bana da yazık değil mi, sana inanamıyorum, ne kadar gamsızsın hede hödö “ cümleleri kurun; o an siz bunları söylerken o adam sizi gerçekten dinliyorsa kellemi keserim. Aha da valla kellemi koydum ortaya! Çünkü o kadar eminim. O anda büyük ihtimalle yeni çıkan bilgisayar oyununda bir türlü atlayamadığı leveli, akşama maçı nerede izleyeceğini, bu kavgaya rağmen akşam onunla sevişip sevişmeyeceğinizi, bacağının arkasına o an yerleşen kaşıntıyı, Adrianna Lima nın kup ölçüsünü, Arda nın transferini, arabaya yeni alacağı jantları falan düşünüyordur.
Çözüm sormayın; yok. Onlar dağıtmaya biz dırdır yapmaya, ama buna rağmen arkalarını toplamaya devam ettikçe yok. O yüzden kendinizi yemeyi, boşuna ses tellerinizi yormayı bırakın. Ya eve bir hizmetçi tutun ya da arkasını toplamayı bırakın. Artık çöp ev olduğunda çıkar başka eve geçersiniz, ne yapalım. Ya da olmadı dırdırın dozunu arttırın, adamı en kısa zamanda kaçırıp dağınıklığından da adamdan da kurtulun. Olmadı mı hiçbiri? E o zaman önce bu adamı bu hale getiren annesini arayıp “teşekkür” edin, kendi oğlunuz olursa da ona göre yetiştirin. Ama dedim ya bu biraz da genetik, bence daha hamileyken müdahale edip kromozom eksiltin, arttırın bir şeylerle oynayın. Çok oynamayın, bozarsınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder