İnsanın iyelik duygusu öyle güçlü ki... Sahip olduklarına sahip olmayanları anlamaktaki empatisi bu yüzden bu kadar zayıf belki de. Hele bazı sahiplikler öylesine doğal, öylesine normal ki; yokluğu ile ilgili değil empati hayal bile kurmak zor. Zormuş... Ve evet gerçekten bazı şeyleri insan yaşamadan anlayamıyormuş...
10. aydayız ve Pazar günü başka bir "ilk" imiz; o gün ben ne televizyon, ne sosyal medya, ne telefon açmayacağım Anoş; o yüzden gel şimdiden halleşelim biz.
Sen seversin böyle günleri, bilirim o yüzden es de geçmeyeceğim. Doğum günlerini, yılbaşlarını, bayramları... Seni aramamız için bahane edebileceğin, edebileceğimiz her günü.
Geçen sene kaçıncı hastane maceramızdı bilmiyorum, "böyle mi planlamıştık" demiştin bana. Kapalı kutulara sıkıştırdığım, ağzını sıkıca kapattığım onca konuşmanın birinde demiştin bana bunu. Planlamamıştık tabi... Hani diyordum ya hep "hayat, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir" diye. Plan yapmıyorum artık Anoş... Hiç.
İstemiyorsam söylüyorum. İstiyorsam da etime batana kadar üzerine gidiyorum. Onlar beni istememiş; umursamıyorum. Canımın yanmasından korkmuyorum çünkü canım çok yanmıyor artık. Artık her şey olabilir, herkes gidebilir biliyorum. Bu beni daha mı güçlü yapıyor daha mı savunmasız; bilmiyorum.
Seni dinliyorum. Yıllar sonra en son geldiğimiz o noktada bana "Hayatını yaşa, boş ver" demiştin ya hani, valla deniyorum. Gün saymamaya çalışıyorum. Çok şey bildiğimi unutmaya çalışıyorum. Ama yorulmuyorum, merak etme.
Bana hep güvendin biliyorum. Ayakta duracağıma inandın biliyorum. Yine yanılmayacaksın. Ben, biz, okyanus falan dinlemeden ayakta duruyoruz, duracağız, merak etme.
Çok kilo vermiyorum. Çok yemek de yemiyorum. Tamam hala içiyorum ama valla daha az içiyorum. Merak etme.
Yemek yaparken önce soğanları kavuruyorum, pirinci atmadan önce yıkıyorum, sarımsağı unutmuyorum, merak etme.
Hala kısacık etekler giyiyorum ama gayet "edepli" oturup kalkıyorum, merak etme.
Sağıma soluma -ki bilmem bilirsin-, etrafımdaki insanlara, nerede kimle oturup kalktığıma dikkat ediyorum. Hala elime geçeni okuyorum. Hala yazıyorum. Bak senin için de yazıyorum, merak etme.
İşime bakıyorum, önüme bakıyorum, kimsenin eline değil kendi elime bakıyorum, merak etme.
Bana öğrettiklerini unutmuyorum Anoş, merak etme. Hiçbir söylediğini de...
Anneler Gününü de...
Kutlu olsun...
Huzurun olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder