26 Ağustos 2014 Salı

DAHA ÖNCE

Yazmak hiç bu kadar uzak ve zor olmamıştı. Ve bir de geceleri uykuya dalmak...

Güzel bir sahil kenarında, nefis bir masada bile çok ama çok uzağa gitmemize neden olan şarkılar hiç bu kadar yoğun çalınmamıştı kulağımıza.

Bütün hayat bir kağıt kesiğine dönüşmemişti hiç böyle. Hep orada duran ama ancak değince sızlayan...

Dünyanın yedi harikasından birini görmek bile etkisini on dakika sonra yitirmemişti ki daha önce bir meyve pazarından saatlerce bahsedebilirken.

Durduğumuz yer hiç bu kadar alçak değildi daha önce ve hiç bu kadar baş döndürecek kadar yüksek.

Durduğumuz yerde durabiliyorduk çünkü daha önce, bu kadar çok diken yokken.

Geceleri uykuya dalmakta belki bu yüzden bu kadar zordur, altında bir bezelye tanesi olduğu sürece...

 

2 yorum: