Uyarı: Gündemden bağımsız olarak nefes alma yazısıdır.
Basit şeylerin kıymetini bilin. Küçük ve basit şeylerin...
Saçınızın size zulüm olduğu anda bir adet paket lastiğinin,
telefonda bekleyen adamın verdiği numarayı yazacak kalem bulamadığınızda çantadan çıkan göz kaleminin,
akşamdan kalma bi halde mide bulantısından her şeye burun kıvırdığınızda her nasılsa bir ay önce mutfağın bir kenarında unutulmuş bir paket çubuk krakerin,
berbattan berbat bir Pazartesi günü, binlerce kilometre uzaktaki bir adamdan aylar sonra gelen beş satırlık mailin,
vesaire...
O anda bunların doldurduğu yeri hiçbir şeyin dolduramayacağını, tam da ihtiyacınız olan şeyin onlar olduğunu hissedersiniz ya hani. Başka zaman aklınıza bile gelmeyecek bu küçük şeyler; sırasını bekleyen ve zamanı geldiğinde başrolü kapan figüranlar gibi.
Beklentiler büyük olduğunda en basit şeyler gözünüze çok önemsiz görünüyor ya; işte aslında çözüm onlarda olabilir demek istiyorum.
Beklentilerinizi düşük tutun demiyorum, çarpıtmayalım. Sadece sürekli yukarı bakarak bakış açınızı daraltamayın, geniş tutun diyorum. Geniş olsun ki ferah olun. Daraltmayın kendinizi diyorum.
Kendime de diyorum...
"Evet hatırladım
Küçük basit şeyler Yetiyor kederlenmeye Ya mutluluğa"
Cahit Zarifoğlu
|
Ve bazen orada öylece tek başına duran küçük bir oy pusulasının... (ay dayanamadım!) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder