Sevgili Blog,
31’i atlatıp 32’ye kadar gelebildik. O bir sene nasıl geçti
bilmiyorum ama adı gibi 32 kısım tekmili birden geldi bu yaş: kan, ter,
gözyaşı, ihtiras, entrika, macera… Gelen gideni aratmasa bari de biraz
sakinlik, biraz dinginlik gelse hayatımıza. Çünkü yaş kemale erdikçe kafa da
ermek istiyor. Üstelik yaşlandığıma dair somut örneklerim de mevcut:
En sevdiğim akşamlar ayağımı uzatıp çekirdek çitleyip-çay
içerek KuzeyGüney izlediğim akşamlar.
O Ses Türkiye fanı oldum çıktım (ve evet, Murat Boz’la baya
ilgisi vardı)
Haftanın en azından bir günü kızlar gecesi, her pazartesi
Beşiktaş buluşmaları yapmak adetimiz oldu.
Evde biri daha var ve özellikle de bu aralar, bu yaşlarda
olması daha iyiymiş. Değil mi #ezikböcek?
Tatil planlarımız hoplamalı zıplamalı değil de deniz
kenarlı, sahil kasabalı hale gelir oldu. Endişelenmeli miyim #obsesifmakinist?
Saçlarımı bir turuncuya, bir kırmızıya, bir bordoya boyamaya
karar verip, hiç birine boyamadan kendi haline bıraktım.
Renkli tişörtlerim iyice dolabın dibinde kaldı.
Einstein gibi aynı siyah tişörtten dört tane aldım.
Bu sene üzerime daha hırka bile giymedim, erken menopoz
mudur nedir; vücut ısım hep yüksek hep yüksek.
Yıl içinde toplam 4 aya yakın diyet yaptım, toplamda 500 gr
ancak verdim. Metabolizma hızıma kurban olayım ben!
Boyun fıtığım sürekli ve zaman içinde pozisyona (yok yok, o
değil) ve strese bağlı olarak artışlar gösteren ağrılara neden oluyor.
Bu sene içinde işe başlayanlarla benim aramda net on
(rakamla 10) yaş var.
Bekarlık sultanlık olabilir evet ama çevremde azınlık haline
geldi.
Kedi almaya karar vermek üzereyim.
Yavrum, çocuğum, evladım kelimelerini daha sık kullanır
oldum. (Hayatım, balım, canım, aşkım dediğim için zamanında tenkit aldığım
düşünülürse buna da şükür)
İnsanlara iş görüşmelerinde referans olabiliyorum.
Unutkanlığım o kadar had safhada ki; destekleyici haplar
alıyorum ama almayı unutuyorum, sonra da cüzdanımı evde unutuyorum falan.
Öyle işte… Sonuç olarak bir hikayenin daha sonuna
geldik. Dünyanın bin türlü hali var
(mış), her halin bin türlü gidişatı var (mış). O yüzden eminlik, kesinlik,
hakimiyet kurmuşluk olanaksız ve evet, o şemsiyeler açılmıyor. Bir sonraki yıl
nerede olurum, nerede olmam kiminle ya da kimsiz olurum, bilinmez; ama umarım
hem siz hem ben hala birbirimizi okur-yazar oluruz. Öptüm sizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder