Dilerim bir gün bütün ev sahipleri yeniden kiracı olur!
Diyerek bilmem kaçıncı ev taşıma konulu yazıma başlıyorum. Beklenenin aksine öncekilerden daha az sorunlu bir taşınma süreci oldu o yüzden çok abuk şeyler yazamayacağım.
Sen ne halt yemeye yine taşındın başlıklı soru tipleri için genel cevabımız: sıkıldık yahu! Bizim ev -eski ev- bilindiği üzere aslında yazlık olması için yapılmış. Ahşap doğramalarındaki on santimlik açıklıklar nedeniyle evin içinde güney doğu yönünden keşişleme, kuzey batı yönünden karayel (tabi ki kopya çektim!) esmekteydi. Bu cereyan yüzünden biz ayda bilmem kaç yüz milyon tl (tabi ki eski paramızla) fatura ödediğimiz kombimizle evi değilse bile bütün mahalleyi ısıtıyorduk. Tam da bu esnada bizim bir gün daire boşalmasını beklediğimiz memlekette daire bulduk. Orası da neresi diyenler için artık #obsesifmakinist le komşuyuz desem yeterli olur herhalde. Yedi senenin sonunda artık aynı sitenin farklı bloklarına da düştük ya; daha ne diyeyim! Site için hayırlısı...
Evimizi bu sefer profesyonel taşımacılara emanet ettik. Şöyle ki; biz don-atlet-kıyafet üçgenini topladık, onlar da evin kalanını. Eski evi toplayıp, paketleyip, taşıyıp eşyaları yeni eve yerleştirmeleri toplamda beş saat sürdü. Ben aynı sürede sadece evin mutfağını temizleyebildim.
E normal tabi, adamlar eve kapının önündeki halıyı katlayarak ve aynı anda kolilere bir şeyler atarak girdiler. Sonra adamın biri tek eliyle çamaşır makinesini sırtına atıp (#ezikböcek şahit) diğer eliyle de sandalyeleri taşımak suretiyle devam ettiler. Hızla eriyerek yok olan odaları takip etmeye çalışırken ben adamların 10 kişi olduğunu sanıyordum; meğerse 5 kişilermiş, düşünün. Velhasıl kelam, ev bitip yenisine gidince bir de asansör parası çıktı. Şimdi biz daha önce sitede oturmamış mahalle çocukları tabi böyle işlerden haberdar değiliz. E para vermeden asansörü kullanamazsınız denilince biz de gittik paramızı ödedik.
Ev yapı itibariyle (bazı arkadaşlar yüzünden bu konuda açık veremem, gelip görsünler öyle yazacağım) taşıması ve yerleştirmesi biraz zaman alan bir ev. Bu açıkça yazamadığım şey de benim çocukken cümle içinde kullanmaya pek heveslendiğim bir şeydi ve bu da bize bir tür fazladan piyango oldu. (ve hayır, cevap şömine değil)
Şu anda genel itibariyle salonu, mutfağı (beş saat), banyosu (üç buçuk saat) bitmiş; iki yatak odası kısmen bitmiş, bir odası hala bitememiş olarak yerleştik. Vatana millete hayırlı uğurlu olsun.
Kırılan, dökülen eşyamız yok, kaybolan bir tek ipad şarjım var ama onu da ben nereye soktum onun derdindeyim. Doğalgazı bağlayacak abilerle bir türlü randevulaşamadığımız için sonunda ceza yedim. Televizyonu duvara monte edebilmek için en son #ezikböcek matkapla vida yontmaya çalışıyordu ama başardı. Sandalyeleri bu eve taşımadığımız için (yenisini almadan eskisini atmamayı öğrenemedim) te tepedeki dolapları koltuğa çıkıp silmek zorunda kaldım. Mutfak fayansları için kullandığım üç kilo yağ çözü başka bir yere döksem; taş olsa erirdi. Gardolap mıdır gardrop mudur her ne haltsa onu da getirmediğimiz (daha doğrusu gömme dolaplar yerlerinden sökülemediği için) kıyafetlerim zeminde, yatakta ve valizde konuşlandılar. On birinci katta olduğumuz için camları silecek bir babayiğit arıyorum, onu bulmadan perdeleri takamam. Mutfağı yapan arkadaş fırın için yer ayırırken set üstü ocak kullanabileceğimizi düşünememiş o yüzden ocağı koyacak yerimiz yok. Sadece fırın yemekleri yapabiliyoruz, buyrun bekleriz.
Ama tüm bunların dışında, sakin, güzel, sıcak bir evimiz oldu. Kitaplarımı da yerleştirince on numara olacak. Bundan sonra umarım uzun bir süre taşınma yazısı yazmam. Yazarsam da bir sonraki artık kendi evimize olsun, lütfen ya! Çünkü bir ev sahibi faciasına daha dayanacak gücüm kalmadı. Sanırım bu en baştaki cümleyi açıklamıştır. Ayrıca o depozito da senin...
yahu ben onbeş senedir o sitede oturuyorum, asansör parası neyin nesi, ilk defa duyuyorum :)
YanıtlaSilcamı tabii ki kimse silmez ama perde takacak bir yağız tanıyorum ben :) hadi yine iyisin :D