Lanetimden şüphe eden varsa beri gelsin!
Bundan bir hafta önce adamın biri (güneş gözlüğü, kişi tanımı için bkz: http://barikaninkuyusu.blogspot.com/2011/09/pirigvisli-on-barika.html ) bana demişti ki “Seninle Haydarpaşa’ya gidelim.”
Demişti çünkü ben hiç gitmedim. Haydarpaşa’ya yani. 6 yıldır İstanbul’dayım, gitmediğim onlarca yer var. Zaten bana sorsalar Sarıyer, Anadolu yakasında derim. Değil değil mi? Yani işte, düşünün durumu. Öyle bir konuşma arasında "çok merak ediyorum, her vapurla geçişimde de içimde kalıyor" deyince adam da "gidelim" demiş bulundu ve hop çarklar dönmeye başladı. Özne benim canlarım, ondan oluyor bunlar. Ne oluyor? Haydarpaşa garı kapanıyor. Yuh değil mi? Bence yuh! Ya tamam gitmemem için başka şeyler de yapabilirdiniz de koskoca garı kapatmak da neyin nesi oluyor? Zaten adam gitti hayatımdan, çıktı, istemedi, reddetti beni falan bir de garı mı kapatıyorsunuz? Ya biraz abartmadınız mı? İyi ki diğer dileğimi gerçekleştirmek istememiş: Boğaz köprüsünden üstü açık arabayla geçmek. O zaman görürdünüz gününüzü köprüsüz kalınca. Bir dakika, onu da zaten bakıma mı alacaksınız? Ama ayıp oluyor ya!! Monopoly oyunu gibiyim ha, elimi attığım yer gidiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder