Sevgili Blog,
Daha önce söylediklerime ekleyecek fazla bir şeyim yok aslında. Her şey bıraktığımız yerde ve bıraktığımız gibi. Aslında bu iyi bir şey mi dersin? Bilmem.
İki kişinin işin içinde olduğu durumlarda, tek kişinin o iki kişinin yerine karar vermesi konusunda ki nefretim katlanarak büyüyor. Reşit ve daha önemlisi aklı yeten bir insan olduğum andan itibaren, verdiğim bütün kararlar bana aittir. O kararların getireceği bütün fiziksel ve ruhsal acılar bana aittir. Ben kendi sorumluluğumu alabilecek haldeyken başkasının almasına gerek yok, sorumluluğum bana aittir. Vücudumun kontrolü bana aittir. Akıl sağlığımın da ruh sağlığımın da geleceği bana aittir. Bütün pişmanlıklarım, keşkelerim, lanet olsunlarım, aman iyi ki yapmışlarım bana aittir. Gecelerin sabahlarında verilen kararlar bana aittir. Kelimelerim, cümlelerim, paragraflarım bana aittir. İstediğim için ama sırf o anda istediğim için peşinden gitme özgürlüğüm bana aittir. Hemen arkasından yok sayma korkaklığım bana aittir. Elimi, kolumu hatta yüzümü yakacağını bile bile ateşe atlama özgürlüğüm bana aittir. Kollarımı, bacaklarımı morartacağını, yüzümü kızartacağını, sırtımda yol yol izler açacağını bildiğim halde oraya kadar gitmenin özgrülüğü bana aittir. Ağlamayı da gülmeyi de seçebilirim, hangisini seçeceğimin nedenleri bana aittir. Bu hayat, bana ait. Bu hayatı nasıl yaşamak istediğime dair kararlar bana ait. Ne önümü göremeyecek kadar kör, ne anlamayacak kadar salak ne de ne istediğini bilmeyecek kadar tecrübesizim; hepsinden öte hayatımın ne kadar kısa olduğunu öğrenmiş olmanın getirdiği bir ferahlığa sahibim. Benim ömrüm sizin kadar uzun değil. O yüzden sizin kaçacak, saklanacak, vazgeçecek, cesaretini toplayamayacak, acabalarla kıvranacak, keşkelerle uğraşacak, yarım bırakacak, yarım kalacak diye hiç başlamayacak, bitmesinden korktuğunuz için yanına yaklaşmayacak, şans vermeyecek, denemeyecek, uğraşmayacak, uğraşmaya değecek şeyler için bile kılınızı kıpırdatmayacak kadar uzunsa ömrünüz; e süper, tebrik ederim. Sağlıkla, hayırla uzun ömürler dilerim. Ama benim değil, benim ömrüm sizin kadar uzun değil...
Daha önce söylediklerime ekleyecek fazla bir şeyim yok aslında. Her şey bıraktığımız yerde ve bıraktığımız gibi. Aslında bu iyi bir şey mi dersin? Bilmem.
İki kişinin işin içinde olduğu durumlarda, tek kişinin o iki kişinin yerine karar vermesi konusunda ki nefretim katlanarak büyüyor. Reşit ve daha önemlisi aklı yeten bir insan olduğum andan itibaren, verdiğim bütün kararlar bana aittir. O kararların getireceği bütün fiziksel ve ruhsal acılar bana aittir. Ben kendi sorumluluğumu alabilecek haldeyken başkasının almasına gerek yok, sorumluluğum bana aittir. Vücudumun kontrolü bana aittir. Akıl sağlığımın da ruh sağlığımın da geleceği bana aittir. Bütün pişmanlıklarım, keşkelerim, lanet olsunlarım, aman iyi ki yapmışlarım bana aittir. Gecelerin sabahlarında verilen kararlar bana aittir. Kelimelerim, cümlelerim, paragraflarım bana aittir. İstediğim için ama sırf o anda istediğim için peşinden gitme özgürlüğüm bana aittir. Hemen arkasından yok sayma korkaklığım bana aittir. Elimi, kolumu hatta yüzümü yakacağını bile bile ateşe atlama özgürlüğüm bana aittir. Kollarımı, bacaklarımı morartacağını, yüzümü kızartacağını, sırtımda yol yol izler açacağını bildiğim halde oraya kadar gitmenin özgrülüğü bana aittir. Ağlamayı da gülmeyi de seçebilirim, hangisini seçeceğimin nedenleri bana aittir. Bu hayat, bana ait. Bu hayatı nasıl yaşamak istediğime dair kararlar bana ait. Ne önümü göremeyecek kadar kör, ne anlamayacak kadar salak ne de ne istediğini bilmeyecek kadar tecrübesizim; hepsinden öte hayatımın ne kadar kısa olduğunu öğrenmiş olmanın getirdiği bir ferahlığa sahibim. Benim ömrüm sizin kadar uzun değil. O yüzden sizin kaçacak, saklanacak, vazgeçecek, cesaretini toplayamayacak, acabalarla kıvranacak, keşkelerle uğraşacak, yarım bırakacak, yarım kalacak diye hiç başlamayacak, bitmesinden korktuğunuz için yanına yaklaşmayacak, şans vermeyecek, denemeyecek, uğraşmayacak, uğraşmaya değecek şeyler için bile kılınızı kıpırdatmayacak kadar uzunsa ömrünüz; e süper, tebrik ederim. Sağlıkla, hayırla uzun ömürler dilerim. Ama benim değil, benim ömrüm sizin kadar uzun değil...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder