15 yıllık İzmirli olmaktan kaynaklı olarak kar görünce “buldumcuk” olmam tabi ki normal. Biz okurken bir keresinde Manisa’ya kar yağdı da koca koca üniversiteliler, 3 santim karda debelendik yeminle. Tabi biz debelenmeye başladıktan beş dakika sonra o 3 santim kar da çamur oldu ve kalktığımızda üstümüz başımız beyaz değil kahverengiydi, o ayrı mesele. Ayrıca ben okulun merdivenlerinden uçarak düştüm o da ayrı bir mesele.Yani diyorum ki bizim ki normal de size ne oluyor sevgili İstanbullular?
Bundan 2 sene önce yine bir kar yağdıydı buralara (bkz: yaşlı ve emekli amca konuşma tarzı), her yer dutluktu o zaman aman yani beyazdı demek istiyorum. Benim Ezikböcek de İstanbul’da benimle beraberdi. O zaman ben Beylikdüzü’nde yani güya İstanbul sınırları içinde görünse de aslında Tekirdağ’a bağlı olan, Balkanlardan gelen o meşhur soğuk hava dalgasının çıktığı yer olan acayip Beylikdüzü’nde oturuyorum ve Ezikböcek’in inadı yüzünden gecenin on birinde, tee Bostancı’dan eve gitmeye çalışıyoruz. Otobüslerin çalışmadığı, Boğaz köprüsünün üstünün karla kaplandığı ve taksilerin -eğer sizi alırlarsa- neredeyse çifte tarifeyle çalıştığı bir durumda hem de. Neymiş, beyimiz eve gidecekmiş! Oldu! Eve gittiğimizde saat gecenin ikisi olmuş, dünyanın parasını vermişiz ve tabi ki donmuşuz. Ama beyimiz evinde uyudu. Tövbe ya! Zaten bir erkeğin aklına uyan bir kadın ne zaman pişman olmamış ki?
O değil de bir de şu var: ben gecelerdir senin için endişeleniyorum, onu ne yapacağız? Acaba neredesin? Nasıl gittin, ne yaptın, ne ettin? Gittiğin yerden nasıl döndün? Yoksa bir kasa şarap alıp, yüksek tavanlı ofise mi yerleştin? Aman "sana ne" desene "ne yaptıysam yaptım". Da işte, benim kafa öyle çalışmıyor. Soramayıp kudurduğum için kendi kendimi teskin etme modundayım, o derece yani. Ama eğer hiçbir şeyin yok, her şey yolundaysa; kaldırımın birinde kayıp böyle Oktay Keresteci (bkz: resim) gibi açılsın bacakların e mi! Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder