2 Şubat 2012 Perşembe

BARİKA'NIN ÇORAPLARI 3.BÖLÜM




Kaçıranlar ve unutanlar için 2.bölüm: http://barikaninkuyusu.blogspot.com/2011/11/barikanin-coraplari-2bolum.html

En son yine yanlış adamların peşinde koşarken bıraktığımız kahramanımızın hayatı, onu bıraktığımız süre içinde saçmalıklardan saçmalıklara yuvarlanmaya devam etmiştir. İsmi olmayan şahısla tekrar konuşma fırsatı olmayan Barika, onun da yurt dışında bir yerlere gittiğini öğrenir. Bu konuda almış olduğu bir şey yapmama kararının doğru olduğunu hisseden kahramanımız başına geleceklerden habersiz bir kere daha anayurda gider. Burada ılık bir gece yarısı, telefonuna gelen mesajla irkilen Barika, mesaj sahibini görünce irkilmekten şaşkınlığa geçer. Mesajı atan "güneş gözlüğü" dür! Kendisiyle yaklaşık 3 aydır görüşmediği ve saat gecenin 2 si olduğu için ne diyeceğini bilemez ve sadece kem kümlü bir cevap atar. Ama işler bununla kalmaz. Mesajları mailler, mailleri de yeniden görüşme talebi takip eder. Ve sonunda kahramanımız, aylar önce yıldızlı bir gecede tarafından reddedildiği, bu yüzden kalan son özgüvenin de piç olmaması adına koşarak "çivi" nin peşinden gitmesine neden olan "güneş gözlüğü" ile yeniden görüşmeye başlar. Bu arada "çivi" kız arkadaşından ayrılmış ve bunalıma girmiştir. Onu teselli ederken yaklaşabileceğini de düşünen kahramanımız tabi ki yine avcunu yalar çünkü "çivi" iki görünüp üç kaybolmaya devam etmektedir. Bu işin de peşini bırakmakta fayda olduğunu anlayan Barika, "güneş gözlüğü" nün yeniden hayatında olmasına alışmıştır bile. Ama tam da bu arada "çivi", birden ortaya çıkıp nereden ilham aldığı bilinmez bir şekilde küt diye Barika'ya birlikte kalmalarını teklif eder. Bir araya gelip iki fincan kahveyi zor içtiği adamın, evine yerleşmeyi teklif edecek kadar teklifsiz olması karşısında afallayan kahramanımız silkelenerek kendisine gelir ve adamı görmesini sağlayan her yerden adamı siler. Kafasından zaten silmiştir çünkü kafası artık "güneş gözlüğü" ile meşguldür.Başta her şey ayarında, yolunda ve normal görünse de; zaman geçtikçe birşeyler -yine- ilerlemektedir. Yani aslında ateşle barut ya da ekmek kadayıfı ile kaymak yanyana gelince ne olursa onun olacağı bellidir. Görmezden gelmeye ya da kaçmaya çalışan kahramanımız, yapısı gereği bunların hiçbirini başaramaz ve sonunda kendini yeniden "güneş gözlüğü"nün kollarında bulur.Yine o karışık kafasında yazdığı tüm inkarların yerini pembe hayaller alan şaşkın ve saf Barika, bu kez de "güneş gözlüğü" nün kararsızlıklarına ve inkarlarına maruz kalır. Sonunda beklenen olur ve bir gece, iki şişe beyaz şarabın dürtmesiyle kozlarını paylaşırlar. Elinde, avcunda, aklında ve ağzında ne varsa ortaya dökmesine rağmen aynı adam tarafından ikinci kere reddedilmeyi başarır. Bu kez elinde piç olacak kadar bile özgüven kalmamıştır. Lanetinin yeniden dirildiğine emin olan kahramanımız, artık elini eteğini bu işlerden çekip kendini tamamen kapatmaya karar verir. Ama bundan önce yapması gereke bir Paris seyahati vardır ve ilahi bir şekilde bu seyahat, tam da Sevgililer Günü'ne denk gelmektedir.
Rahibe olmak için gerekli şartları araştırmaya başlayan Barika, kararında ciddi midir? Gerçekten kendini dünya zevklerinden mahrum mu edecektir? Yoksa karşısına onu bu kararından döndürecek biri çıkacak mıdır? Bakalım kahramanımızın başına Paris'te neler gelecek.

1 yorum: