Size bu satırları iki elim bileğimden aşağıya kadar kınalanmş olarak yazıyorum. Böyle kıvrıla kıvrıla inen desenler, gözler, helezonlar falan var elimde. Nereden mi çıktı? Bangladeş’ten.
Buyrun;
. Dün fabrikanın kapısından çıkarken beni arabaya götüren bir elli boyunda ve kırk beş kilo olan adam, gömleğinin cebinde tarak taşıyordu ve toplamda bir avuç olan saçını o kadar muntazam ve güzel taramıştı ki; görmeniz lazımdı. Nasıl özenmiş, ben de ona özendim ayak üstü.
. Ellerimde ki kınaları, Dhaka’da bir restoranda yemek yerken yaktılar. Yakan; buralı bir arkadaş, 3 çocuklu bir anne ve çok tatlı bir kadın olan Maya. Kendisi ellerimi aldı bir güzel boyadı. Kıskanmayın diye fotoğrafını da koyacağım, merak etmeyin.
. Türkiye’de saatler bir saat ileri alınınca burasıyla orası arasında ki saat farkı 3 saate düştü. Artık size daha yakınız.
. Ayakkabıyla havuza atlanmaz. Atlamayın. Hiç hoş değil öyle cıp cıp suyun içinde ayaklarınız, hem de çorapla.
. İnsan kusmasını engelleyebilir. Derin derin nefes alıp; başka şeyler düşüneceksiniz. Geldiği gibi gider, teslim olmayın.
. Guava (bkz: resim) güzel bir meyve ama bokunu çıkarmadan yemek lazım. Bir oturuşta bir kilo yemenin alemi yok.
. Bu milletin insanının herhangi bir yere zamanında gitme huyu yok. Size şu saat dedilerse toplantı için, bilin ki en az yarım saat sonra gelecekler. Kendinizi ona göre hazırlamanız en iyisi. Bak mesela bu yazıyı ben o arada kalan boşlukta yazıyorum.
. Denizden babam çıksa yerim ama somon, babamdan sonra geliyor.
. Hayvanlardan değil, hayvanların sebep olduklarının çekinmek lazım. Neme lazım. Ha bir de bu hayatta hiç kimse göründüğü gibi değildir ya da her zaman sizin sandığınızdan fazlası vardır; unutmamak lazım.
. Dün aldığım şalvar dışarıdan bakınca dört kişilik gibi dursa da valla ancak bana kadar yer var; bilesiniz.
. Şu anda karşı odamda toplantıda olan kadın en az kırk yaşında ve en fazla elli kilo, kalkıp ağzını burnunu kırsam ayıp olur diye oturuyorum.
. Günlük su içme rekorumu kırmak üzereyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder