Adam yerine koymak deyimini çok beğenmekteyim ama hep yanlış uygulamaktayım; sanırım bir teoriden pratiğe geçme sorunum var. Yani ben hep birilerini "adam" sanıyorum ve adamdan sayıyorum ama onlar nedense hep puştlukta bir numara insanlar çıkıyorlar. Çoğul çoğul baya ekli bir giriş oldu ama öyle. Öyleler.
Benim sinirimi zıplatan hangi kısım biliyor musunuz: nasıl ve neden etraflarında ki herkes bunları "adam" sanıyor? Çok iyidir, hoştur, kafadır, harbidir. De get! Yalan! Öyle değildir, değil. Aha da ben gördüm. Bana karşı harbilikten geçtim, yalan söylemese bari. Bari sakla, sus, ona da razıyım. Kafa mıdır bilemiyeceğim çünkü onu anlayacak kadar bile muhabbet edemedik. İyi midir onu da bilmem, bana bir iyiliği dokunmadı. Ha iyiliği mi dokunmalı, hayır. Kötülüğü de dokunmadı şükür, nötr olalım bu konuda.
Şimdi, bir şeyi istiyorsan; istiyorsundur. İstemiyorsan, kapı hemen koridorun sonunda. Çıkarken çarpmadan kapat yeter. Ben de öyle Şahmeran gibi gizemli ve mistik bir kadın değilim, en fazla Wilma Çakmaktaş kadar gizemli ve mistik olabilirim. Yüksek ihtimalle kaybettiğim nokta burası ama ben de buyum kardeşim, ne yapalım. Elimizde ki en iyi mal bu, yersen. Gel demekten, git demekten, kal demekten ben hiç korkmadım ki sen neden korkuyorsun? Madem üşenecektin neden başlattın? Madem sürdüremeyecektin neden başlattın? Madem ortasında bırakıp gidecektin neden başlattın? Filmin ortasında elektriklerin gitmesi gibi bir şey bu. E ne oldu sonunda? Ne olacak? Daha önemlisi o sona gelene kadar neler olacak? Öyle piç gibi bırakılır mı ortada film? Ha? Cevap yok di mi, yok tabi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder