E be güzelim o telefonu açmazsan konuşamayız ki! Kaç kere aradım seni bugün? Konuşamazsakta ben sana anlatamam ki gerçekte neler olduğunu. Tamam, pek iyi görünmüyordu biliyorum ama aslında göründüğü gibi değildi. Bak çok ciddiyim ya, geyik olsun diye söylemiyorum.
Bir kere bar çok kalabalıktı. Bilirsin cumartesi geceleri Kadıköy barlarını. Zaten kaç tane bar var şöyle adam gibi müzik dinleyeceğin? İşte o sayılı olanlara da yığılıyoruz, ne yapalım. Yani demeye çalıştığım o kadar kalabalıktı ki, ister istemez insanlarla muhatap oluyorsun. Yani muhataplıkla başlıyor sonra bir bakmışsın muhabbet ediyorsun. Beni de tanırsın, laf atıldı mı cevap vermezsem olmaz. İlla yorum yapacağım, cevap vereceğim. Huyum kurusun da adı üzerinde huyum işte. Sen bile benimle böyle tanışmadın mı?
Asmalı'da bir gece, yan masada arkadaşlarına bir türlü anlatamadığın bir fıkraya ister istemez artık sinirden ben gülmüştüm. Sen de fark etmiştin. Sen de gülmüştün. Sonra da bana dönüp "beceremedim di mi" demiştin. Şimdi o akşam ben sana "yok valla beceremedin, bak o fıkra zaten öyle değil" demeyip, o fırkayı anlatmayıp, hep beraber gülmeyip bundan yarım saat sonra masaları birleştirmeseydik; ben böyle suratsız ve nemrut bir kız olsaydım, nasıl tanışacaktık biz? Hayatının son bir yılında kim olacaktı?
Ya tabi ki ben her laf attığımla, tanıştığımla birden ilişki yaşamaya falan başlamıyorum! Ne alakası var? Sanki şu son bir yıldır hiç mi dışarı çıkmadım, hiç mi... Yok yok dur, her dışarı çıktığımda insanlarla kanka olmuyorum, ne alakası var! Sadece diyorum ki, seninle birlikteyken de dışarı çıktım ben, insanlarla tanıştım, konuştum sonra öyle o kadar, en fazla kapı önünde bir sigara içmişimdir laflarken. Bunda ne var ki?
Hem bir dakika, ne malum senin bundan fazlasını yapmadığın? Hayır, konuyu çarpıtmıyorum, gayet konunun içindeyim hatta konuyu derinleştiriyorum. Evet, sen söyle bakalım, arkadaşlarınla bensiz çıktığın zaman kimseyle konuşmadın mı yani? Ya bırak Allasen! Yani o kadar da değil. Kimseyle yattın mı diye sormadım. Sormam zaten. Niye sorayım ki? Sormalı mıyım? Bi dakika, bi dakika, o nasıl bir "yoo ne alakası var" dı. Sesinin tonunu değiştirmesene hemen! Bak bu kaçış tonu ben biliyorum. Şimdi kendi açtığın konuyu kapatmaya çalışıyorsun. Hayır canım, bunun benim kadın olmam ve dırdırlanmamla ne ilgisi var? Ayrıca ben dırdırlanmıyorum. Ya sen beni, barda adamın biriyle konuşurken gördün diye kıyameti koparıyorsun ama ben sana aynı durumla ilgili soru sorunca "tamam, tamam boşver" Oldu, yok canım! Boşveremem!
Ya kime diyorum ohooo, dinleyen yok ki! Oturur musun lütfen! Ne demek "ben çıkıyorum". Başçavuşun eşeği mi konuşuyor burada, a-a bak hakikaten gidiyor. Bak o kapıdan bir çıkarsan akşam bu eve zor dönersin! Duydun mu beni, hey!
Bir kere bar çok kalabalıktı. Bilirsin cumartesi geceleri Kadıköy barlarını. Zaten kaç tane bar var şöyle adam gibi müzik dinleyeceğin? İşte o sayılı olanlara da yığılıyoruz, ne yapalım. Yani demeye çalıştığım o kadar kalabalıktı ki, ister istemez insanlarla muhatap oluyorsun. Yani muhataplıkla başlıyor sonra bir bakmışsın muhabbet ediyorsun. Beni de tanırsın, laf atıldı mı cevap vermezsem olmaz. İlla yorum yapacağım, cevap vereceğim. Huyum kurusun da adı üzerinde huyum işte. Sen bile benimle böyle tanışmadın mı?
Asmalı'da bir gece, yan masada arkadaşlarına bir türlü anlatamadığın bir fıkraya ister istemez artık sinirden ben gülmüştüm. Sen de fark etmiştin. Sen de gülmüştün. Sonra da bana dönüp "beceremedim di mi" demiştin. Şimdi o akşam ben sana "yok valla beceremedin, bak o fıkra zaten öyle değil" demeyip, o fırkayı anlatmayıp, hep beraber gülmeyip bundan yarım saat sonra masaları birleştirmeseydik; ben böyle suratsız ve nemrut bir kız olsaydım, nasıl tanışacaktık biz? Hayatının son bir yılında kim olacaktı?
Ya tabi ki ben her laf attığımla, tanıştığımla birden ilişki yaşamaya falan başlamıyorum! Ne alakası var? Sanki şu son bir yıldır hiç mi dışarı çıkmadım, hiç mi... Yok yok dur, her dışarı çıktığımda insanlarla kanka olmuyorum, ne alakası var! Sadece diyorum ki, seninle birlikteyken de dışarı çıktım ben, insanlarla tanıştım, konuştum sonra öyle o kadar, en fazla kapı önünde bir sigara içmişimdir laflarken. Bunda ne var ki?
Hem bir dakika, ne malum senin bundan fazlasını yapmadığın? Hayır, konuyu çarpıtmıyorum, gayet konunun içindeyim hatta konuyu derinleştiriyorum. Evet, sen söyle bakalım, arkadaşlarınla bensiz çıktığın zaman kimseyle konuşmadın mı yani? Ya bırak Allasen! Yani o kadar da değil. Kimseyle yattın mı diye sormadım. Sormam zaten. Niye sorayım ki? Sormalı mıyım? Bi dakika, bi dakika, o nasıl bir "yoo ne alakası var" dı. Sesinin tonunu değiştirmesene hemen! Bak bu kaçış tonu ben biliyorum. Şimdi kendi açtığın konuyu kapatmaya çalışıyorsun. Hayır canım, bunun benim kadın olmam ve dırdırlanmamla ne ilgisi var? Ayrıca ben dırdırlanmıyorum. Ya sen beni, barda adamın biriyle konuşurken gördün diye kıyameti koparıyorsun ama ben sana aynı durumla ilgili soru sorunca "tamam, tamam boşver" Oldu, yok canım! Boşveremem!
Ya kime diyorum ohooo, dinleyen yok ki! Oturur musun lütfen! Ne demek "ben çıkıyorum". Başçavuşun eşeği mi konuşuyor burada, a-a bak hakikaten gidiyor. Bak o kapıdan bir çıkarsan akşam bu eve zor dönersin! Duydun mu beni, hey!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder