15 Mayıs 2011 Pazar

YAŞASIN KEBAP YEMEK!


Sevgili blog okuyucuları, size bu satırları nihayet doğal gazı bağlanıp kombisi çalışmış (kenshin ve ico ya ayrıca teşekkür ederiz) evimizden, bir şişe efesle birlikte yazıyoruz. Huzur... Sonunda. Ve umarım uzun süreli.
Bugün bahsedeceğimiz konu: yemek yemek. Hayır, hayır, karın doyurmak değil; yemek yemek. Hani gerçekten zevk alarak. Yani mesela kızarmış tavuğu elinle yedikten sonra parmaklarını yalamak, turşu derken bile biriken tükürüğünü yutmakta zorlanmak, gecenin bir vakti canın istedi diye kırk beş dakika yürüyüp çiğ köfteci aramak, dünyanın öteki ucunda bile gecenin ikisinde kumru yapmak gibi eylemlere neden olan yemek yemek. Her mantı yiyişinde tabağını bir sanat eserine çeviren "obsesifmakinist", sucuklu kuru fasulyenin kuru fasulyesini önce yiyip sırf zevkine sucuklarını en sona bırakan "ezikböcek", zeytinyağı ve kekik olmadan domatesi çıplak sayan İzmirliler, bir önceki hayatında İrlandalı olduğunu düşündürecek kadar patates ve kahve; inek olduğunu sanacak kadar yeşillik seven ben, hepimiz, hepimiz yemeği zevk alrak yiyiyoruz. Yoksa gecenin on ikisinde mc donalds tan sipariş verir miydik? Ta Londralard İspanyol restoranı peşinde koşar mıydık, Maşukiye de Turna balığı dener miydik? Hatay da künefe, o toprak evde zeytinyağıyla yıkanmış kahvaltıyı yaparken neredeyse gözlerimiz dolar mıydı?
Nereden geldik biz buraya? ezikböcek'in keşfinden... Kapalı çarşıyı bilenler sanırım ki biliyordur ama ben yeni öğrendim. Örücüler kapısında  girince, İş Bankasının hemen karşısında: Burç Kebap. Gaziantepli herkes dahil 12 çocuklu bir ailenin erkek çocuklarından biri gelmiş, Kapalı Çarşı ya sadece beş (ciddiyim) masalı nefis (ciddiyim) bir mekan kurmuş. Nar ekşili çoban salatası, çıtır çıtır lahmacunu, acayip Adanası bir tarafa; güler yüzlü ve hoş sohbet sahibinin bizzat ilgisi bir tarafa. Valla derim ki, o tarafa yolu düşen mutlaka bir uğrasın ve boş masa bulursa hemen yumulsun.
Hah işte o gün bir kere daha dank etti bana: yemek yemek gerçekten de zevk işi. Pideyle o salata tabağının dibini sıyırırken bana biri "şu anda nerede olmak istersin" diye sorsa; "bi çekil arkadaşım ya" derdim sanırım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder