11 Mayıs 2011 Çarşamba

VEYAHUT ÇEVİREMEMECELER...


Taşınma skandalı hala bitmedi. Evde neye elimizi atsak elimizde kalır durumda. Sıfırdan kiralayıp, restore edip ben kiraya verseydim de olurdu asılında. Doğalgaz bağlatma çabamız baca temizleme raporuna, eski evin depozitosu isim yanlışlığına takılırken; sabah itibariyle de banyoda ki sifon su sızdırıyordu. Ve fakat tabi ki iyi şeyler de olmuyor değil. Misal artık antrede çalışan bir lambamız var. Ayrıca her yeri halı ve kilimleyebildik sonunda.
Bütün bunların bir sebebi olduğuna inanmaktayım. Genel Polyanna ısırığı sendromum bir tarafa, bu baca meselesinin dün tam "stres eğitimi" nin ortasında cereyan etmesinin bir anlamı olmalı değil mi? Stres eğitimi demişken, bu konudan bahsedeceğim ama eğitimin 2.yarısının da bitmesini bekliyorum. O da önümüzde ki hafta olacak.
Ha ben neden alıyorum bu eğitimi derseniz: tamam, ben çok stresli bir insan sayılmam. Bilinir... Ayrıca dün çözdüğümüz teste göre de ancak %30 risk içeren grupta çıktım ki eğer taşınma sırasında yapmasaydım daha da düşük çıkardı. Çünkü ben bilumum İstanbulluların aksine trafikten şikayet etmem. Her gün sabah-akşam iki yaka arasında gidip gelmeyi kanıksayalı çok oluyor. Zaten benim kendimi mengeneye sokmam o trafiği hiçbir şekilde açmıyor. Onun dışında nerede uyuyacağım, ne yiyeceğim, hava sıcaklığı, nem oranı, gürültü, aşırı sessizlik, uzun saatli beklemeler gibi konularda da tamamen hissisizimdir. Yani çok önemli değildir. Yeni "thisisnotabigdealhoney" falandır. Ama gel gör ki bazı saçma sapan konularda o kadar stres yaparım ki sanki o ben değilimdir. Gerçekten! Hiç görmek istemediğim hatta kaçtığım birini görmek zorunda olacağım bir yere gitmek zorunda olmak gibi. Yahut hiç hazzetmediğim biriyle telefonda konuşmak zorunda kalmak gibi. Para meselelerinde (çünkü nefret ederim para konuşmaktan) konuşmak gibi. Hoşlandığım adamı küt diye bir yerde görmek gibi (ah o zamanlarda biri beni kameraya çekse keşke!) hatta bir de onunla konuşmak zorunda kalmak gibi. Genelde bu adamlar, bu durumdan habersiz oldukları ve ben hemen hepsiyle "kanka" moduna son hız geçebildiğim için; oları kız arkadaşları ile görmek, bir de üstüne tanıştırılmak gibi. Birine o anda çok sinirlendiğim halde bunu o anda ona söyleyemeyeceğim bir durumda olmak gibi. Yaptığım birşeyden ya da ne yaptığımı bilmediğim bir anda birilerinin canını yakmış olma ihitmali gibi. Pehhh! İyi ki konuya sonra girecektik. Bir girdik mi çıkamayacağız belli zaten. Tamam bunu şimdilik burada keselim...
Bu akşam eve gittiğimde artık bir sürpriz daha görmemeyi diliyor, sevgiyle selamlıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder