12 Eylül 2011 Pazartesi

PİRIĞVISLİ ON BARİKA (veya BARİKA'NIN ÇORAPLARI)



Kaçıranlar ve yeniden izlemek isteyenler için; Barika'nın Kuyusu'nda olmuş olanlar:

"güneş gözlüğü" ile ne yapacağına karar veremediği için saçmala modunda takılı kalan Barika, tam o sırada Asmalı'da "date" le tanışır. 30 yıldır neyi yanlış yaptığını, onun sayesinde 2 haftada çözer. Eh kişi kendi kıymetini kendi bilmezse, başkası nasıl bilsin diye diye Helen ellerine kaçan Barika, uzo masalarında "güneş gözlüğü" nü yad edip, burnunu çekerken; "date" her gün ona mesaj atıp halini hatrını sormaktadır. Bu şekilde bir ilgiye alışık olmadığı için afallayan kahramanımız, üzerine bir de 45 derecede 5 gün kalınca, ambale olmuş bir şekilde yurda döner. Daha bacaklarında vahşi sineklerin açtığı yaralar geçmeden, bir şeyler yapması gerektiğini kafasına koyduğu için önce "date" in yemek teklifini kabul eder. Ona bir şans vermeye karar vermiştir ama kafasının kalınlığını hesaba katamayan hatunumuz; balığa, kediye, kısa filmlere, bir kutu Fransız çikolatasına rağmen tav olamaz. "date" i Berlin'e uğurladığı hafta koşa koşa "güneş gözlüğü" ne gidip ilan-ı aşk eder. Eder ve de avucnunu yalar. Neyse ki hayatında ilk defa reddedilmediğinden, çok da sallanmayan bünyesini yerden kaldırıp yoluna devam etmeye karar veren Barika, başına açacağı yeni belalardan habersiz İzmir e, ana kucağı-baba ocağına gider. Bundan iki sene önce, başına amansız bir "arnavut" çorabı ördüğü memleketinde, bu kez de her nasılsa başka bir çoraba başlar gibi olur.
Acaba Barika bu sefer şişleri zamanında elinden bırakabilecek mi, yoksa çorabın diğer tekine geçene kadar örmeye devam mı edecek? Yeni sezon da, yeni bölümlerde görüşmek üzere! Bizi izlemeye devam edin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder