3 Eylül 2011 Cumartesi

BİR KIZI 100 KİŞİ İSTER...

Ah kolay mı 16 yıl? Az mı?
İzmir e yeni gelmişiz. Küçük bir sahil kasabasının tam anlamıyla bağrından kopup "büyük şehre" düşmüşüm. Bildiğin sudan çıkmış balık gibiyim. (O kadar ki "Quicksilver" ı bir müzik grubu sanıp; "bilir misin" diye soranlara hiç dinlemedim demişliğim var.Sonradan tekstilci olacağım o günden belliymiş!). Yaş 13, of en fena yaş büyük şehre düşmek için ve en fena dönem: lise. Bir de sıcak burası. Ben hayatımın o kısmına kadar en yüksek 25 dereceyi görmüşüm Karadeniz de, burada 25 derece çıtır çerez muamelesi görüyor. Evrim geçirmem lazım neredeyse.
Anneler hemşehri, tanışıyorlar zaten. Aynı şehre düşünce demişler "kızlar da tanışsın, kaynaşsın".Ama bizim ki gıcık ya, daha beni görmeden planını yapmış. Hele beni bir görsün, olur da beğenmezse tefe koyup çalacak ki o konuda baya iyidir kendisi. Ben de beğenilmeyecek insandım, hıh! N'oldu, tam 16 yıl oldu.
Baya baya geldi damat, ailesi filan, oturdular, "Allahın emri peygamberin kavli" dediler, "hayırlısı" dedik, kahveler içildi, fotoğraflar çekildi derken a-aa bir de baktık ki kız sözlenmiş. N'aptın sen ya? Aldın elimden şimdi bu taşı, yerine koyacak taş yok oyunda. Bak herkes bana bakıyor, aferin!
Kuaförde kuyruğumu maviye boyarlarken ve senin saçında 72 tane pens varken demiştin ya "sanki başkasını istemeye geliyorlar da biz de ona hazırlanıyoruz" diye; hah işte tam da öyleydi. Da benim elim niye titredi o kadar kahveleri koyarken onu bilemedim. Hayatımda o kadar çok kahve yapmamışım dahası bir de iyi kahve yapamam, nasıl içti 15 kişi gık demeden bilemedim. 16. yı sen yaptığın için; çorak ve kurak olmasından ben sorumlu değilim.
Bir de çikolatalar çok güzeldi yahu! Çelenkçiçeğin gölgesinde kalmasınlar. Hatta fazlalık yapmasınlar, ver bende dursunlar. Gözüm gibi bakarım.
Gelenek görenek bi' hal olduk. Sen de bayılmazsın, bilirim ama baya da güzel kotardık.
Daha macera yeni başlıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder