Herşeyin zamanlısı makbuldür, zamanında olanı.
En güzel kestane sonbaharda yenir. Taksim'de 4 mevsim, 365 gün satılan kestane kebaplara kanmayın diye söylüyorum.
En güzel hamsi şimdi yenir, yeni çıktı, taptzecik.
En güzel poğaça sabahın kör saati yenir, sıcacık.
En güzel domates yazın, en güzel ıspanak kışın yenir.
En güzel kahve ise günün ortasında içilir.
Sevişmek aşıkken güzeldir, o bittiğinde zevki kalmaz.
Öpüşmek sadece aşıkken güzeldir, aksi zaten olmaz.
Birinin elini tutmak, elini tutmak istediğinizde güzeldir. Birine bakmak da bakmadan duramadığınızda...
Sevmelere doyamadığınız zamanlardan; kaçıp gidesiniz olduğu zamanlara geldiğinizde zamanı bitmiş demektir. O saatten sonra önünüze Tac Mahal'i yeniden inşa etseler; beş dakikalık ömrü vardır.
Zamansızlık sadece geç kalmaktan ibaret değildir; bazen de çok erken davranmaktır. Ürkütmektir, kaçırmaktır, zaten karışık olan kafaları hepten bulamaktır.
Vaktinden çok önce gelen bir öpücük, vaktinden çok geç gelen gibi değildir. Biri yeniden nefes üflerken diğeri iter gider.
Vaktinden önce söylenen her söz ağırdır. Fazladır. Ve hep akılda kalır. O son söylenecek sözü, en önce söylemekten kaçınmak bu yüzdendir.
Her şey zamanında güzeldir. Geç kalmadan, çok erken davranmadan, o anda oradayken, yanındayken, elindeyken, aklındayken, varken...
Bazen bazi yazilarini almancaya cevirip yayimlamak istiyorum. O kadar güzel, ama telif hakki diye birsey var. :)
YanıtlaSilBEğendiğin yazıları söyle, telifimizi konuşalım :)))
Sil