Suriye'de olup bitenlere "aman ya" diyecek insan tanımıyorum. Sonuçta etrafımda ilişki kurduğum herkesin "insan" olduğuna inandığım için... Savaş suçları konusunda fikir birliğimiz her zaman var ama asla hareket birliğimiz olmadı. Çıkarlar hep ön plandaydı. Nitekim bugün de bu savaşın üzerinden rant ve oy kazanmak için elinden geleni ardına koymuyor birileri.
De benim diyeceğim bu da değil...
İlk taşı günahsız olan atsın der o hikayede hani, o hesap, "ey ahali!" demezler mi adama, "sen kendi suçlarına baktın mı ki bize geliyorsun?"
Biz kendi günahlarımızın bedelini ödedik mi de başkasının günahlarına kefil oluyoruz?
Nasıl oluyor da bu kadar iki yüzlü olabiliyor(sunuz)uz?
14'ünde gaz fişeği ile başından vurulup 7 aydır, evet tam 7 aydır uyuyan Berkin'in, Çanakkale'de yere yazı yazdı diye 6 yıl hapisle yargılanan 13 yaşındaki çocuğun (bas baya çocuk yahu!), 12'sinde evlendirip 14'ünde öldürdüğümüz Kader'in suçu bu ülkede yaşamaları mı? Onlara yapılanların suç sayılabilmesi için Suriye'ye mi taşınmaları lazım?
Arakan'a yardım diye çırpınanlara sorayım Van'da hala konteynerde yaşayan aileler onlardan daha mı refah içinde yaşıyor? Orada üşüyen çocukların canı hakikaten patlıcan mı?
Ah biz bunca iki yüzlülüğü, bunca vicdansızlığı bir de din kisvesi altında yapıyoruz ya; ne diyeyim? Merhamet denen şey bu kadar mı çıkar kavgasının arasında kalmış?
Bugün sayelerinde tüm zamanların en önemli kelimelerinin içi bir bir boşalırken şimdi de vicdan gidiyor elden, hakkaniyet gidiyor...
Ah biz ne zaman adam olduk da birilerine adam olsunlar diye atar yapıyoruz. Demezler mi sen dön de...
not: foto şu siteden alınmıştır. http://www.fotoritimdergi.com/tulin-dizdaroglu-anadolu-kadini-guncesi-10-anne-çocuklar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder