17 Nisan 2013 Çarşamba

AT GÖZLÜĞÜ




Aşk, at gözlüğü takmaktır.

“Aslında birbirimize hiç uygun değildik. En başından beri biliyordum bunu. O kadar ki, biz daha birlikte değilken bile bunun konusu ne zaman açılsa ‘en fazla üç gün dayanırız birbirimize biz’ derdim. Dünya görüşümüz, yemek zevkimiz, dinlediğimiz müzikler… En basiti ben korku filmlerinden nefret ederim, mümkün değil izleyemem. O ise 1931 yapımı Dracula’dan itibaren var olan bütün korku filmlerini izlemiş olsa gerek! En sevdiği film Pretty Woman olan bir kadınla; en sevdiği film Hayvan Mezarlığı olan bir adam zaten ne kadar uzun süre birlikte olabilirdi ki…”

“Acı yemezmiş, et yemezmiş, tavuk dersen belki o da pişirilişine bağlı, her balığı sevmezmiş, zaten tanıdım tanıyalı diyette anasını satayım! Ne bitmez diyetmiş. Ben ne yapayım, etçilim arkadaşım. Utanmasam çorbaya bil et doğrayacağım. Başka türlü doyduğumu hissetmiyorum ki… Ne zaman yemeğe çıksak dert olurdu bize. Nereye gidelim, ne yiyelim. Daha yediğimiz yemekte bile anlaşamazken fazlasını beklemek zaten gereksizdi.”

Ah be annem be, o adam da o kadın da hep aynı değil miydi? Saçları rüzgarda savrulan ve kara kaşlarının altındaki anlam yüklü ela gözleri ile tavuklu cesar salatası yiyen o değil miydi? Geniş omuzları ile sinemada seni sararak beraber Leatherface’in gençleri testere ile doğramasını seyretmemiş miydiniz? E ne değişti? Cevap veriyorum, hiçbir şey. Maymun gözünü açtı, perde indi, takke düştü kel göründü. Aşk bitti aşk! Batmazlar batar, bitmezler biter oldu. Badem gözlü adam şehla görünür; dalgalı saçlar acaba yanlardan açılır mı oldu.

Daha bir fevri daha bir agresif oldu. Her şeyden şikayet eden, hiçbir şeyi beğenmeyen, müşkülpesent, memnuniyetsiz biri oldu. Sabırsız ve dikkatsiz oldu. Haber vermeyi hesap vermek gibi gösterip, didişmeye bahane arar oldu. Giderek daha nazlı, daha kaprisli oldu. İlgi üzerinden biraz çekilince hemen dikenlenir oldu. Üç gün aramasan, bıraksan o da hiç aramaz oldu. Neydi ne oldu? Şahtı şahbaz oldu.

Yok, aslında her ne ise o, o şekilde kaldı ama bakış açısı bozuldu. Ayarlar değişti. Aslında fabrika ayarlarınıza geri döndünüz. Korkmaya lüzum yok çünkü bir sonraki bundan iyi ya da kötü olmayacak. Ne de olsa onu da olduğu gibi değil, gördüğünüz gibi yargılayacaksınız. En başta bulutların üzerinde en sonda ise yerin dibinde. Ve o arada ise, at gözlüğünün gösterdiği alan kadar herkesin oyun alanı… 

1 yorum:

  1. Çok doğru.. Her şey bakış açımızın değişmesi , aşık olmamız da , bitmesi de...

    YanıtlaSil