Sevgili Blog,
Sahibinin sesi konuşuyor (kendime not: o gramofonu artık tamir ettir!); yeniden leylek, leylek havada pozisyonuna geçiyoruz.
Önümüzdeki on gün Çin ve Bangladeş dolaylarından sesleneceğim size; hazır olun!
Bugün bahar bayramı ama gel gör ki Çin'de hava sıcaklığı 10 derecenin altında. Şangay'da ve Pekin'de önümüzde ki günlerde mont giyiniz diyor. Halbuki Bangladeş'te hava 35 derece. Orada da don göynek geziniz diyor ki bilindiği üzere halk da öyle geziyor. Halka karışmak konusunda sıkıntımız olmadığına göre valizimizi -yine- dört mevsimlik hazırlıyoruz. Bir çift çizme yanında bir çift babet gibi.
Size oradan değişik ve güzel hikayeler anlatma hevesindeyim, umarım karma bu hevesimi kırmaz. Ayrıca becerebilirsem #obsesifmakinist'in önerisini yerine getirip global bir takım hikayeler de yazabilirim belki. Bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Görmeyi planladığım bazı yerler var; zamanı ayarlayabilirsem asıl oradan malzeme toplayacağım. Sonra hep beraber pişirir yeriz.
Size gelince; sizden ben yokken Nihat Doğan kadar aktif, Lerzan Mutlu kadar neşeli, Değerli kadar sinsi, Sibel Can kadar anaç, Gollum kadar saplantılı, Alex Ferguson kadar istikrarlı ama Hitchcock kadar görünmez olmanızı bekliyorum.
Bu öyle mutfakta hede, sokakta hödö, yatakta hedehödö olmaya benzemez. İşiniz zor.
Yalnız ortaya çıkacak ucubeden ben sorumlu değilim.
Not: "ucube" deyince aklıma şu heykel mevzusu geldi, belki bunca olay arasında unutmuşsunuzdur diye resmini koyayım da hatırlayın dedim.
you can do it!!
YanıtlaSildediğimi de unutmaaa :)
YanıtlaSil