11 Mart 2013 Pazartesi

HAYALPEREST





“Benim bir hayalim var” demiş ya adam,  o balkondan binlerce insana doğru; o kadar ciddi ve önemli ve hayati olmasa da benim de bir hayalim var.

Yazmaya başladığım günden beri –ki bu sanırım çocukluğuma denk geliyor, sekiz-dokuz yaşlarıma- dersem yalan olur ama özellikle son birkaç zamandır yazdıklarımın birilerine ulaşması fikri beni heyecanlandırıyor. İlk günlerde ne kadar korkak olduğumu size anlatmıştım zaten. Sonradan bana nereden enjekte edildiğini bilmediğim bir cesaretle bu bloğu kurdum, yıl 2008.
Şimdi yıl 2013. Neredeyse beş yıl. Bunun ilk iki yılı toplamda 3 yazı yazdığım için sayılmaz. 2010’dan itibaren sayalım, üç yılda yüzlerce şey yazmışımdır.

Diye tahmin ediyordum ki öğrendim; 527 sayfalık yazı yazmışım.
Nasıl mı öğrendim? Çok acayip oldu…

Etrafımdaki insanlar (tabi onlara insan diyebilirsek) bana bugüne kadar verilmiş en acayip hediyelerden birini verdi: bu blogtaki bütün yazıları basıp bir kitap haline getirdiler. Baya bildiğiniz kitap ya! Böyle “içindekiler” kısmı falan var. Hatta kendileri birer New York Times yahut Guardian’dan kitap eleştirmeniymişçesine kitap eleştirileri bile yazmışlar. Kendimi bir J.K. Rowling (bkz: Harry Potter), efendim bir E.L. James (bkz: Fifty Shades of Grey) gibi hissettim. Çünkü bir de imza günü düzenlediler. Hem de afişli falan. Tabi ben önüme o 527 sayfalık kita(bım)p konulduğunda o kadar afallamış vaziyetteydim ki; ilk imzamı ellerim zangır zangır titrediği için karalama tadında attım ve tarihe de 7 Mart 1981 yazmaya çalıştım. Sonradan düzelmeye başladım ki böylece sonradan gelenler biraz daha insan gibi imzalar alabildi benden.

Kırk yıl düşünsem bu tilkilerin kuyruklarının bu kadar birbirinden uzak olduğunu tahmin edemezdim, beni baya tongaya düşürdüler. Bu tonganın bu kadar kıymetli olmasının asıl nedeni ise şu (yani yazılarımın bir kağıda basılı olduğunu görmenin dışında); bana “olabileceğini” gösterdiler. Bana benim zaman içinde hep acabalarla kafamda kurduğum o hayalin aslında gerçekleşebileceğini, bir gün bir kapağın üzerinde ismim olabileceğini, her hayalin gerçekleşme olasılığı olduğunu ve benim boş yere Poylanna tarafından ısırılmadığımı gösterdiler. İşte bu yüzden bu kadar değerli…

Bir de, sanırım bir şekilde, bu zamana kadar bir şeyleri doğru yapmış olabileceğimi düşündüm. En azından 32 yaşımda, geri dönüp baktığımda bir şeyler doğru olmuş olmalı ki bunlar gerçekleşti diyebiliyorum.

Şimdi mi? Bilmiyorum. Ama merak eden herkes için kitabın bir resmi yukarıda. Kendisine imzalı bir kopya  isteyen varsa, bana ulaşsın. Bedava değil ama cüzi bir miktara. İsteklilerimiz arttıkça bizim de bunu bastırma hevesimiz artıyor. Bakarsınız kendimize bir sponsor hatta bir yayın evi falan bulur belki bunu gerçek bir kitap bile yaparız. Belli mi olur…

Not: Bu yazı bütün tilkilere ve çakallara armağan edilmiştir, onlar kendilerini biliyorlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder