Tanrı biz kullarını olmadık yollardan ve olmadık şeylerle
dener. Ters köşe yapar, fake atar, Türkçesi adamı maymun eder. Biz de daima
şunu deriz: Her işte bir hayır vardır.
Benim hangi işimde neyin hayrı var bilmiyorum, bazen varsa
da görmekte zorlanıyorum, belki zaman alıyor bilemiyorum. Şu ara -ki aradan
uzun oldu bu- kafam o kadar karışık ki; bildiklerimden bile emin olamıyorum.
Hayatımla ilgili kararlar veriyorum. Bazıları yanlış
olabilir. Bazılarına hemen yarın sabah pişman olabilirim. Masadaki blöfü gördüm
ama pekala boş zarfı da almış olabilirim.
Çok hayal kurarım ama az şeyi kafama takarım. Ve kafama
taktıklarım için de çok çaba sarf etmem. Bazen şansım döner -ki sık olmaz-
onlar gelir beni bulur. Ha ben son seferdeki gibi elimle itebilirim. Bundan iki
ay önce sorsalar bambaşka cevaplar verirdim belki ve belki de bu tutarsızlık
bilmiyorum. Tek bildiğim bazen içinde bulunduğunuz şartlar ve ruh durumu sizi
alıp düşündüğünüzden farklı bir yere koyuyor.
Ben otuz yaşını geçmiş, hala hayatla savaşmakta direnen,
tipik bir büyük şehir çocuğu oldum çıktım. Kariyer denen şey taş gibi ağırlaşıyor
bazen ve bazen profesyonellik denen şey hayallerinizi budayabiliyor. O zamanlarda
da durup kendime tekrarlıyorum: her şeyin bir zamanı var. Ne zaman bilmem ama
var.
Tıpkı uzaktan uzaktan aşık olup bir gün anlamasını beklemek
gibi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder