Ne kadar uzakta olduğunuz değil, ne kadar uzakta olduğunuz önemli... Nitelik-nicelik hesabı. Pek hesap yapamayan -ki işime ters aslında bu ifade- bir kişi olarak hala bundan beş gün sonrasını tahmin edemememin nedenini buldum sanırım; korktuğumdanmış. Basbaya hem de....
"Bundan beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?" Oha! Göremiyorum! Yanımda kim olur, kim olmaz, nerede olurum, nerede olmam, elim kolum nerede durur göremiyorum. Çok fena...
Savrukluğumdan, sarsaklığımdan ve hatta sakarlığımdan bağımsız olarak; hala hayatta olacağımdan bile emin olmadığım bir zaman dilimi için benden tahmin yapmamı istiyorsunuz. Yapamam. Hiç de yapamadım. Ben gençken ileriyi görememek gibi bir sorunum vardı; hala var.
Şu anda (üzerinde her ne kadar Darth Vader resmi olsa da) kulaklığımdan beynime sızan Sezen demekte ki: "aşkları da vururlar" He valla... Doğrudur, vururlar, vurdular. Hatta sekti bana da geldi.
Kafam iyi değil, yani güzel değil, ya ayığım yani of! Uzaktan uzaktan ve inceden inceden saçmalıyorum, o kadar. Bir sürü cevabım var ama soruları soracak adam yok. Hepiniz mi korktunuz bu kadar? Yuh!
Sonra uyarmadı demeyin, Sezen doğru söylüyor:
"Yanıyor içimizdeki koskoca orman..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder