14 Şubat 2011 Pazartesi

RÜZGAR GÜLÜ

Kırmızı-turuncu bir rüzgar gülü almıştım, bir zarfın içine koyup bir de not yazmıştım: "canın sıkıldıkça üfle, uçsun" diye. Sahibine hiç veremedim.
Bundan beş sene önce, ilk defa giydiğim siyah kadife elbisemle evden kaçtım ben. İki delişmen kız yardım etti bana. Sakladılar beni. Saat gece yarısı olduğunda da alladılar pulladılar, kendi elleriyle sokağa saldılar beni. Ben neler olacağını tahmin eder ama ne yapacağını bilmez halde indim sokağa. Elim ayağım titrerken...
Saçları beline kadar kocaman bir adamdı. Eğilip beni ilk öptüğünde, beni gerçekten ilk öpen adam olduğuna inanamadı. İkinci kere öpen de O oldu zaten. Sonra ben uyudum. Çorbacıdan belliydi, kara kaplı herşeyin cevabını bilen kitabı tutan çocuğun yüzünden belliydi bir elektrik sobasının önünde uzun saçlara dolanıp uyuyacağım. Uyudum. Uyuttu beni. Ben neye ve nasıl bu kadar güvendim ve nasıl olduda yanılmadım?
Sonra ben uyandım. Baktım neredeyse bal kabağı olacağım. Hava aydınlık, tertemiz. Beni uyuttuğu gibi uyandırdı, sonra da uğurladı. Bütün gün ne zaman nefes alsam kokusunu duydum. Dedim ki "kokun hala üzerimde". Ben dilimi tutamam ya işte. Tam o anda ne hissediyorsam, sanki gözeneklerimden fırlayıp çıkacakmış gibi olduğundan karşımda ki de bilsin diye tutamam. Hem bak zaman içinde ne zaman bir şeyleri içimde tutsam; onlar kedi tüyü kocakarı hikayelerinde ki gibi büyür büyür yumak olur, ur olur, kesip alsam yarası derin olur, kanar, diksem dikiş tutmaz, içinde makas kalır, yara kapanmaz. Kapansa da izi kalır; her yer iz iz olur.
Ben de kırmızı-turuncu bir rüzar gülü aldım. Otobüse bindim. Geçtiğim her yer kar kaplıydı. Başım cama dayalı uyudum. Kendimi yokladım. Canım yanmıyordu, acımıyordu, üzülmüyordum. Bak şu işe ki ben iyiydim. Bir şeyleri arkamda bırakmış gibi değildim. Arkada bırakacak kadar bir şeyim yoktu sadece bir hatıra yapmıştım kendime neyse ki sadece gülümseyerek anabildiğim.
Benimle berabe bindi otobüse rüzgar gülü. Benimle beraber geldi. Bir kitaplığın içinde kitapların arasına yerleşti, benimle yaşadı senelerce. Ben yerini unuttum, varlığını unuttum. Ne zaman ki rafları temizledim kırmızı-turuncu bir rüzgar gülü buldum. Üfledim, uçtu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder